ASİCE...!!!!

Bu bir asinin bloğudur.. ve ziyaret ettiğinize göre sizdede biraz asilik var demektir...! Hoşgeldiniz de sefalar getirdiniz de iyi b.k yediniz di mi

28 Ağustos 2011 Pazar

içsel bıdı bıdılarım




Sustum haykıran yüreğime rağmen susarak bekliyorum cümlelerim ağlarken...



sensiz geçen ayaz gecelerimde senli gecelerimi yakarak ısınıyorum




ve yüreğim dipsiz karanlığın ortasında yalın ayak ve çırıl çıplak işte ben yanlızlıktan korkan bir paronayak.....!!!!


kelimelerim gidenlerin ellerinde yitti ve ben her defasında son öpüşmelerin son nefesinde yitip yitip tükendim.


tuttuğum dilekler karanlıklarda ölüp gittiler oysaki tek dostum gecenin karanlığı idi...


yağmur bile göz yaşlarım kadar yıkayamaz bu şehri....




umutlarım,düşlerim param parça... benliğimse kanrevan içinde ve beynim ölümü düşlerken hoşçakalın demeye ramakta....




yağmurdan sonra kokan toprak gibidir ağlamaktan sonraki huzur...!


Sensizliği anlatacak kelimelerim üşüdü tüm satırlarda sanırım bu kadar yoksun hayatımda. . .


Silüetine sığındı yüreğim bukadarı ile yetinmek düştü payıma. . .


ben kendi dünyamın tek kahramanıyım birde prenslerim oluyor arada onlarda benim yüceltmelerimle bir bok  oluyor işte 


sen konuş yeterki ben susarım... seni dinlemek kelimelerinde kendimi aramak demek...


hiç bir sevda tutmaz yerini BEŞİKTAŞım hasretinle ölmekteyim...


tek odalı şatomdur içsel dünyam...!


Hadi karanlığa en ulaşılması zor düşlerimizi yazalım olmazmı..


başka bir bedendenin tuzunda göz yaşlarına boğulmakmı hayat...




sabahın ilk ışığıyla seni düşleyip gözlerimi kapıyorum yeni bir güne sensiz ama senleymiş gibi başlayacağım bugünde.


ben sende kaybettim kendimi... sen gittin ben bittim ay ışığıdır tek tanığım....


''usulca sana sokulup üşüyen ruhumu ısıtmak istiyorum''...!!!


gecenin dipsizliğinde çırılçıplak yanlızlığım ,teslim olmakta direnmeden tüm benliğim...!

13 Ağustos 2011 Cumartesi

108 yıllık çınarın dallarını kırmakta birileri...

En mutlu olduğumuz yerdi.. sabırsızlıkla beklediğimiz en ve değerli tek günümüzde o gün olurdu.. sıcak,soğuk,yağmur çamur demeden iç içe ayrım yapmaksızın olduğumuz anlarda o anlardı.. evet o yerin adı Şeref Beydi..kimliğin,dilin,ırkın,rengin,bedenin tekleştiği yerdi orası...belkide sistemin, iradenin korkusuda buydu.. binlerce kişi sorgusuz sualsiz tek bir bedende bir olabiliyorlardı.. işte bu korkutucu ve yönetim adına tehlike arz etmekte. zira insanların bir araya gelip topluca sosyal bir faliyette olması her daim ülke yönetimlerinin gözünü korkutmuştur.. heleki insan olmanın bir bütünlüğünün yaşandığı yer olunca stadlar dahada tehlike arz eder,çünkü sorma,sorgulama,düşünme, gidişatı,peşkeş çekilmeye karşı sessiz kalmama söz konusuydu...ve buna en büyük darbeyi kapitalizmin bir ayağı olan endüstriyelleşmeyi spor zincirlerine getirmekti ve onu kısa zamanda başardılar.. bakın aşık olduğum renklerin tribünlerine ne kadar başarılı olduğunu göreceksiniz... şimdide bir yasa ile insanları susturmaya yönelik kanunlar ve o insanları yönetip,yönlendirip kişisizleştirmeye başlamak adına cezalar,uygulamalar getirmekteler.. zira kulüp yönetimide boş durmamış devlet yönetimlerine yardakçılık yapmaktadır..ülkemi en çok satanların başında gelen akp zihniyetinin en büyük yardakçılığını klübümüz adına y.demirören yapmıştır.. Taraftar profilini seyirci profiline sokmanın ilk adımlarını mabede giriş anahtarlarına her daim agari ücretini bile aşan zamlar yapmakla başlamıştır.. sonra (hep şikayet ettiği forma satılmıyor-taraftar forma almıyor) ürünlere hem boktan tasarımlar hemde satış politikası sürekli artışlarla belirlenen formalara zam yaparak... tribünün büyüklerini kendi içinde pasifize ederek... öyleki bu tribün birileri tarafından kalbi olan kapalıda büyüklerimiz saldıraya uğramış ama kimse devamında sorgulamamış susmuş-susturulmuştur...Kulübün özkaynaklarından devamlı yemesi, yanlış transferlerin bedelinin Taraftara ödetilmeye çalışılması,gençlerimizin kulübümüzde değerlendirilmeyip satılması,fonlara peşkeş çekilmesi, kulübü yönetmekten aciz adamın cebini doldurmasına ve koca 108 yıllık bir çınarı bu şahsa borçlu kılınmasına  göz yummak üstüne tribünlerin kalbi olan kapalıda ''2 kupayı unutma vefasızlık yapma'' diye yardakçı şeklinde pankart açılması bizimde renkli tribünlerden farkımızın kalmadığını ve ne kadar tükenmiş taraftar- tribün olduğumuzun göstergesi değilmidir? hele birde kalemlerimiz var.. sanatçılarımız var her platformda yüz gösteren hani o HALKIN TAKIMI BEŞİKTAŞlılıklarıyla övünenler onlar ne yapmakta? onlarda değilmiydi yıldızlar geldiğinde koşa koşa imza gününe gidenler. yazık be içten içe küflenmişiz yokmu hiç kimse durun ulan 108 yıllık çınar sizin babanızın malımı yok ediyorsunuz liğme liğme dallarını kırıyorsunuz diyecek? içim acıyor benim gibi düşünenlerin çoğu artık mutlu oldukları tek şeyden mahrumlar..hep oraya gidebilmenin hayalini kuran bir çoğunluğun maç başına belirlenenen uçuk fiyatlardan çocuğunun elinden,sevgilisini,eşini çok sevdiği mabedine götürememenin acısını hep yaşamaya mahkum olacaklar..ve bizler bu gidişata dur demiyeceğiz ülkemin gidişatına dur diyemediğimiz gibi.. yazık ...yazık....

10 Ağustos 2011 Çarşamba

karalamaca




önsözü olmayan bir kitaptır HAYAT.




ayazlı gecenin hüzünbaz saatlerinde  pusatsız bir gemidir şimdi yüreğim...