ASİCE...!!!!

Bu bir asinin bloğudur.. ve ziyaret ettiğinize göre sizdede biraz asilik var demektir...! Hoşgeldiniz de sefalar getirdiniz de iyi b.k yediniz di mi

20 Kasım 2011 Pazar

içsel dırdırdırım

yine çöktü karanlık sen yoksun yine..
gece sessiz
gece yanlız
gece ıssız
gece dipsiz bir kuyu....
ve doğacak yine güneş yeni bir güne
yine telaşlı
yi,ne mahmur
yine yorgun
yine koşturmalı.....
ve insanlar ...
onlar yanlız
onlar sarhoş
onlar ayyaş
onlar aç
onlar sevdayı bilemişlerde yüreklerine hep sindirmişler şehveti beyinlerinin derinliklerinde
kirli zihinlerin kirli bedenlerin sahipleri onlar..
beden çıplak
ayak çıplak ruh çıplak..
arzu sşelalesinde yürüsede yüreği kanatmakta hayatın gerçekliği
aşk yalan,seks yalan,sevgi yalan peki ya ne kaldı geriye gerçek olan....?

4 Ekim 2011 Salı

taassah olmuş kafayla ne yazdıysam artık :)






kötülüklerin anası alkolle sevişiyor yanlızlığım soğuk ızsız gecelerde


ve ben aşığım bir salağa ondan uzak durmamı isteyen bir salağa.. ve sevdalıyım SİYAH&BEYAZ renklere.. veee çalışıyorum it gibi 12 saat. ve ve ve ve işte zamanım saniyelerle yok olmakta... ve bir bakmışsın varken bir bakacaksınki yoksun... boyun kadar kazılmış bir çukur bembeyaz bir bez parçasına sarılmış çıplak bedenin bir anda yutarsın toprağın toz dumanını üzerine üzerine atıldıkça unutulursun aslında o anda bir çok sevdiğince... bir anda toprak ananın rahminde yok oluşa yolculuğa çıkarsın bir bilinmezlikte.. artık ne dost eli ne bir tanıdık sima.. herşey bilinmezlikte yitirir tüm düşüncelerini ve sen o andan itibaren öldüğünü anlarsın... işte ben bu aralar bok gibiyim yaşıyorla ölmek arasında.. bir bilinmez denkelmin bile aq...
bunları düşünürken bile yitirmekteyim kendimi.. ben hergün gördüğüm yada göreceğim seni bedenimde barındıramazken bencilce isyan etmekteyim başkalarının toprağa verdiği sevdalarını unutarak..ama napayım arkadaş yanlızlığımı bir bedende köretmek zorundayım yoksa harbi öldürecek bu yanlızlık beni....






...........ey sen adamım hani o hücrelerime kadar işlettiğim sen seni hep ayrı tenlerde buldum tek bir vücudta asla parçaların birleşmedi.. düşlediğim sen her defasında düşlerimde param parça oldun artık hiç bulamayacağım oldun...

senin yokluğundandır anne eksik kadınlığım..!

bir anne istiyorum özlemlerimde düşlediğim bir anne, sadece bana sarılsın gözlerimdeki yaşları sevgi sözcükleriyle değil ellerindeki merhametle silsin.. bir anne istiyorum göğsüne bastırdığında tüm şefkatini ruhumda hissedeyim.. bir anne istiyorum en mutlu günümden en umutsuz anlarımda sadece o olsun yanımda... ama hepsi düş sadece bir düş, benim hiç bir zaman annem olmadı olmayacakta..hep yokluğunda eksik kaldı kadınlığım vede kalacak, keşkeleriminde,gözlerimdeki göz yaşlarımında tek sebebidir yokluğun.. keşke ölmüş olsada mezarına bir demet karanfil götürüp mezar taşına sarılıp göz yaşlarımla toprağını sulayabileydim dediğimde sen...ben sadece düşleriyle yaşayayıp mutlu olan kendi dünyası dışında senin eksiliğinin verdiği sevgisizlikle hep hüsran yaşayan bir kadın oldum diğer insanların hayatında...yüreğimin en ücra köşesindesin bilesin.. bir tek adımına milyon kere kurban olurdu bu can, artık beş para etmeyenlere kurban veriyor oldu bu can.. senin yokluğunla yitirilmiş bir çocukluk, hiç yaşanamamış bir gençlik aldı başını yaş oldu otuz ömrüm sensiz bir hiç oldu.. o sana olan sevgi açlığımı çevremdekilerle yitirmeye çalışırken kadınların kazığına erkeklerinde sadece bacak arasına olan arkadaşlık vede dostluğundan pek birşey görmedim.senin yokluğundur beni insanlara yenik düşüren... .senin yokluğun hep eksik bir kadınlık yarattı bende.. şimdi ortasındayım ne bir kadın gibi endamlı alımlı olabildim nede cinsiyetinden vazgeçebilecek. kadar cesur. ama biliyormusun tüm sevgisizliğe rağmen tüm kazıklara rağmen yanlız kalamadım yanlızlığımı içimde yaşadım kalabalıklarda ama yinede insansız kalamadım.. senin gibi vazgeçemedim .. senin yokluğunun bende bıraktığı en büyük eziklik gerçek bir annenin dokunuşu, öpüşü, o kokusu gerçekten nasıl birşeydii onu hiç bir zaman bilemiceğim işte bu eksiklik siktim sene giderilmeyecek ...!biliyormusun diyeceğim ama bilemeyecek kadar ya çok cahilsin yada işin kolayına geçmişi bahane edip keşke doğmamış olsaydı diyerek benden vazgeçebiliyorsun... oysa ne anneler görüyoruz değilmi kerhaneden kızını arayan, sokaklarda 3-5 kuruşa bedenini satanlar, falanlar filanlar.. peki benim eksikliğim nedir anlamıyorum.. bu kadar kolaymı vazgeçmek yada sebebi çocukken babamı sana karşı savunmam bahane edilebilirmi hayatından tamamen çıkarmana... nasıl bir yaratıksın diyeceğim ama diyemiyorum çünkü senin kızınım sana benziyorum bende düşünmeden senin yaşaqttığın eksikliği ona yaşatmamak adına gözlerimdeki yaşlarla ölüme uğurlarken küçücük parçamı senin gibi olmadığıma inanarak acımı hafiflettim,işte sana benzer yanım, tek farkla sen yaşarken ölmeme sebep oldun ben ise onun küçücük bir parçadan öteye geçmeden ölmesine ..!!!hep eksik kaldı kadınlığım,bir erkeğin kollarında hiç bir zaman o tutkuyu yaşayamadım yaşayamayacağımda.. tiksindim o kadınlık denen kisveden sebebi sensin duymasanda bilmesende bu duygularımı ben yinede dillendiriyorum işte...sakın senin gibi olduğumu sanma, ben tüm şerefsizliklere inat hem onurlu hem direnen hemde hala insanı sevebilen biriyim,sıcacık bir kalbim varmış ben demiyorum insanların fikri bu.. peki ya sen herkesin senden bana neden söz etmediği aşikardır...!soğuk nevale ...!!! gayriii sana hayatında mutluluk, zira mutlusundurda ben eksikliğimle bu kalleş hayatı yaşarken..hesabım sizlerle mahşere kalsın demek en arebesk söz kalsada öyle olsun...
kadınlığımın en eksik kalmasının katilisin bunu hiç unutma...!!! sakın bana muhtaçta kalma...!!! tek kızın olmam bile sanırım yaşadıklarımızı asla düzeltmeyecektir..!!!
kurduğum tüm cümlelerin sıfatında sakladığım öznemsin ....!

17 Eylül 2011 Cumartesi

bensenlede sen bir başkasıyla...

boşver biz seninle sevgili olmayalım, sinemaya gidelim, maça gidip küfür edip kendimmizden geçelim, uçurtma uçuralım, yağmurda bisiklet sürelim sırılsıklam ıslanıp çamura bulanalım,seninle saatlerce sadece sevişelim dudaklarım dudaklarından ellerin bedenimden ayrılmasın, sıcaklığımızı hissedelim gecenin ıssızlığında,biz seninle hayata dair herşeyi paylaşalım,bunları derken bu demek değil benim için anlamın yok yada bu demek olmasın senin içinde anlamım yok... aslında biliyormusun küçüğüm ben bunları sadece sanırım düşündüm kelimelere döktüm aslında kalben böyle değil bunlar biz seninle aşık olamazsakta ben seninle aşığım galiba... yıllara nasıl meydan okuyabilirim bilemiyorum benden çok küçüksün çok tatlısın ve ben sana bitiyorum gözlerin gözlerime değdiği anda gözlerinin içinde eriyip gidiyorum... sanırım sen benle olamayacak kadar uzak,kalbin bir başkasına bana olamayacak kadar yakın... nalet olsun ben sana çok yakın aşk kuşanmaya başladım bile....yine yine her zamanki gibi yüreğim bir olmaza düştü..

28 Ağustos 2011 Pazar

içsel bıdı bıdılarım




Sustum haykıran yüreğime rağmen susarak bekliyorum cümlelerim ağlarken...



sensiz geçen ayaz gecelerimde senli gecelerimi yakarak ısınıyorum




ve yüreğim dipsiz karanlığın ortasında yalın ayak ve çırıl çıplak işte ben yanlızlıktan korkan bir paronayak.....!!!!


kelimelerim gidenlerin ellerinde yitti ve ben her defasında son öpüşmelerin son nefesinde yitip yitip tükendim.


tuttuğum dilekler karanlıklarda ölüp gittiler oysaki tek dostum gecenin karanlığı idi...


yağmur bile göz yaşlarım kadar yıkayamaz bu şehri....




umutlarım,düşlerim param parça... benliğimse kanrevan içinde ve beynim ölümü düşlerken hoşçakalın demeye ramakta....




yağmurdan sonra kokan toprak gibidir ağlamaktan sonraki huzur...!


Sensizliği anlatacak kelimelerim üşüdü tüm satırlarda sanırım bu kadar yoksun hayatımda. . .


Silüetine sığındı yüreğim bukadarı ile yetinmek düştü payıma. . .


ben kendi dünyamın tek kahramanıyım birde prenslerim oluyor arada onlarda benim yüceltmelerimle bir bok  oluyor işte 


sen konuş yeterki ben susarım... seni dinlemek kelimelerinde kendimi aramak demek...


hiç bir sevda tutmaz yerini BEŞİKTAŞım hasretinle ölmekteyim...


tek odalı şatomdur içsel dünyam...!


Hadi karanlığa en ulaşılması zor düşlerimizi yazalım olmazmı..


başka bir bedendenin tuzunda göz yaşlarına boğulmakmı hayat...




sabahın ilk ışığıyla seni düşleyip gözlerimi kapıyorum yeni bir güne sensiz ama senleymiş gibi başlayacağım bugünde.


ben sende kaybettim kendimi... sen gittin ben bittim ay ışığıdır tek tanığım....


''usulca sana sokulup üşüyen ruhumu ısıtmak istiyorum''...!!!


gecenin dipsizliğinde çırılçıplak yanlızlığım ,teslim olmakta direnmeden tüm benliğim...!

13 Ağustos 2011 Cumartesi

108 yıllık çınarın dallarını kırmakta birileri...

En mutlu olduğumuz yerdi.. sabırsızlıkla beklediğimiz en ve değerli tek günümüzde o gün olurdu.. sıcak,soğuk,yağmur çamur demeden iç içe ayrım yapmaksızın olduğumuz anlarda o anlardı.. evet o yerin adı Şeref Beydi..kimliğin,dilin,ırkın,rengin,bedenin tekleştiği yerdi orası...belkide sistemin, iradenin korkusuda buydu.. binlerce kişi sorgusuz sualsiz tek bir bedende bir olabiliyorlardı.. işte bu korkutucu ve yönetim adına tehlike arz etmekte. zira insanların bir araya gelip topluca sosyal bir faliyette olması her daim ülke yönetimlerinin gözünü korkutmuştur.. heleki insan olmanın bir bütünlüğünün yaşandığı yer olunca stadlar dahada tehlike arz eder,çünkü sorma,sorgulama,düşünme, gidişatı,peşkeş çekilmeye karşı sessiz kalmama söz konusuydu...ve buna en büyük darbeyi kapitalizmin bir ayağı olan endüstriyelleşmeyi spor zincirlerine getirmekti ve onu kısa zamanda başardılar.. bakın aşık olduğum renklerin tribünlerine ne kadar başarılı olduğunu göreceksiniz... şimdide bir yasa ile insanları susturmaya yönelik kanunlar ve o insanları yönetip,yönlendirip kişisizleştirmeye başlamak adına cezalar,uygulamalar getirmekteler.. zira kulüp yönetimide boş durmamış devlet yönetimlerine yardakçılık yapmaktadır..ülkemi en çok satanların başında gelen akp zihniyetinin en büyük yardakçılığını klübümüz adına y.demirören yapmıştır.. Taraftar profilini seyirci profiline sokmanın ilk adımlarını mabede giriş anahtarlarına her daim agari ücretini bile aşan zamlar yapmakla başlamıştır.. sonra (hep şikayet ettiği forma satılmıyor-taraftar forma almıyor) ürünlere hem boktan tasarımlar hemde satış politikası sürekli artışlarla belirlenen formalara zam yaparak... tribünün büyüklerini kendi içinde pasifize ederek... öyleki bu tribün birileri tarafından kalbi olan kapalıda büyüklerimiz saldıraya uğramış ama kimse devamında sorgulamamış susmuş-susturulmuştur...Kulübün özkaynaklarından devamlı yemesi, yanlış transferlerin bedelinin Taraftara ödetilmeye çalışılması,gençlerimizin kulübümüzde değerlendirilmeyip satılması,fonlara peşkeş çekilmesi, kulübü yönetmekten aciz adamın cebini doldurmasına ve koca 108 yıllık bir çınarı bu şahsa borçlu kılınmasına  göz yummak üstüne tribünlerin kalbi olan kapalıda ''2 kupayı unutma vefasızlık yapma'' diye yardakçı şeklinde pankart açılması bizimde renkli tribünlerden farkımızın kalmadığını ve ne kadar tükenmiş taraftar- tribün olduğumuzun göstergesi değilmidir? hele birde kalemlerimiz var.. sanatçılarımız var her platformda yüz gösteren hani o HALKIN TAKIMI BEŞİKTAŞlılıklarıyla övünenler onlar ne yapmakta? onlarda değilmiydi yıldızlar geldiğinde koşa koşa imza gününe gidenler. yazık be içten içe küflenmişiz yokmu hiç kimse durun ulan 108 yıllık çınar sizin babanızın malımı yok ediyorsunuz liğme liğme dallarını kırıyorsunuz diyecek? içim acıyor benim gibi düşünenlerin çoğu artık mutlu oldukları tek şeyden mahrumlar..hep oraya gidebilmenin hayalini kuran bir çoğunluğun maç başına belirlenenen uçuk fiyatlardan çocuğunun elinden,sevgilisini,eşini çok sevdiği mabedine götürememenin acısını hep yaşamaya mahkum olacaklar..ve bizler bu gidişata dur demiyeceğiz ülkemin gidişatına dur diyemediğimiz gibi.. yazık ...yazık....

10 Ağustos 2011 Çarşamba

karalamaca




önsözü olmayan bir kitaptır HAYAT.




ayazlı gecenin hüzünbaz saatlerinde  pusatsız bir gemidir şimdi yüreğim...

13 Temmuz 2011 Çarşamba

BEŞİKTAŞ'ı küme düşürmeyen ŞİKE yapanlar kadar şerefsizdir o kadar...!!!!

bizler ki hayatı simsiyah yaşayanlarız bu ülkenin..  az maaş çok dert keder tasayla tutunmaktayız bir yerlerden. hayati koşuşturmaların eşiğinde bir sevda düşmüş yüreğimize.. öyle bir sevdaki bir insanın insana yaşatacağının da ilerisinde bir şey.. isim koymak çok zor zira isimsiz bir sevda.. kimilerine kara sevda kimilerine kışın ardı sıra gelmiş öleceğini bile bile güneşe sevdalanmış kardelen misali... yoktu bunun bir tarifi.. bu sevda öyle şeyler beslemişki yüreklerde sağı,solu,dincisi,dinsizi bir bedende can bulmuş... tek kalp,tek nefes olmuşlar.. kar kış,yağmur çamur demeden omuz omuza sıklaştırmışlar sevdalarını...umutlar yeşertmişler bu sevdaya kurşun sıkmaya kalkanlara.. zamanla yitmeye başlamış paranın şerefsizliğinin yanında.. direnenler organ nakil edercesine alınmaya başlanmış.. yavaş yavaş yasaklar konulmuş bu sevda diyarına.. geçmişlerinden gelen BEMBEYAZ bayrak paranın kölesi olmuşların elinde lekelenmeye başlanmış.. en çokta omuz omuza oldukları satmış o sevdayı... yıldızsız sevdamı olur dercesine başka diyarlarda sönmeye başlayanları bu sevda diyarında yüceltmişler.. ama o sevdanın çocuklarına kucak açmaktan aciz kalmışlar... ve gel zaman git zaman o sevda diyarı bir şekilde birilerinin parasına para kattığı bir meydan olmuş ve birileri buna hep çanak tutmuşlar... herkes kendi içlerinde çatışırken asıl sevdalılar sevdalarından kanser verem olacakcasına hayatlarından vaz geçmişler... ulan ne sevdaymış o diyar SİYAH & BEYAZ diyar.... birileri bu diyara kazık çakmak için tüm ŞEREFli duruşun aqtur...!oysaki ben ve benim gibiler o renkler o arma o sevda o aşk adı konulamayacak hisler için feda ettik edeceğiz etmeye hazırken sizler karalamak umutlarımızı yıkmak için çırpındınız şakşaklarınızla.. yapılırmı ulan yapılırmı bize.. ben kombine alamayacağımın derdiyle param parça olmuşken yüreğim hakmıdır ulan bu yaptığınız...! sizler kimsiniz BEŞİKTAŞI ŞİKELERE, BEŞİKTAŞIN HİSSELERİNİ SATMAYA, BEŞİKTAŞIN ALT BRANŞLARINI UMURSAMAYAN GELİR AYIRMAYAN NESİNİZ ULAN NEEEE BU RENKLERE BU SEVDAYA ÇIKARSIZCA DEĞİL KUPALAR ŞAMPİYONLUKLAR YETERKİ ŞEREFİYLE OYNASINLARDA BİZ ONLARLA O ANI YAŞAYALIMDA YETER DİYEN BU TARAFTARA BU SİYAHIN ZİNDANINI MÜSTAHAK GÖRÜRSSÜNÜZ... SİZ KİMSİNİZ ULAN KİM...!!! BEŞİKTAŞ İSMİ ŞAYET GERÇEKTEN ŞİKE İLE KARIŞTIRILDIĞI KANISI %1 ORANLA METRİSLE KANITLIYORSA TÜRKİYENİN HİÇ BİR ZAMAN İDEAL OLMAYAN BUY ADALETİ O ZAMAN KÜME DÜŞÜRÜN ULAN DÜŞÜRMEYENDE EN AZ ŞİKE YAPAN KADAR ŞEREFSİZDİR ULAN...!!! DÜŞÜRÜN DÜŞÜRÜN BİZİ ŞEREFLİ 2.LİKLERİMİZLE ÖVÜNMEYE DEVAM EDELİM... AMA DÜŞÜRÜRKENDE GEÇMİŞTE BİZDEN ÇALINAN HAKLARIMIZIDA BİZE İADE EDİN...EĞER TEMİZLİK OPERASYONU İSE 92-93'ün hesabını da sorun...!'!!!!
yinede yinede hep söyleyeciğim son nefesime kadar EN KÖTÜ GÜN BUGÜNSE BUGÜNDE BEŞİKTAŞ ULAN...!!! KİŞİLERİN DEĞİL RENKLERİN ARMANIN SEVDALISIYIZ BİZ O KADAR.. HERŞEYE İNAT  HAYATA DAİR TEK UMUDUMSUN BEŞİKTAŞ...!!!!

2 Temmuz 2011 Cumartesi

içsel işte dırdırım...


gecenin koynunda çırılçıplak yanlızlığım, teslim olmakta direnmeden tüm 
benliğim...!


özgürlük yanlızlık getiriyor ardı sıra bende tutsak düşüyorum ıssız sırdaş  gecelerime


BEŞİKTAŞı sever gibi senide sevmek isterdim sevgili....


artık uyumak istiyor gözlerim ve kipriklerimde asılı kalır düşlerim....




ruhumun derinliklerinde ölmekte tüm düşlerim... sadece elini yüreğime koy bak nasılda yaşatacak düşlerimi...


ufacık bir dileğim vardı bugün için ama onu bile bana fazla gördün dilek taşı...!!!


tüm hayallerim sigara dumanının varlığı kadar sürdü yine ...


ve Tanrı savurur cennetine Ruhum'u, geriye şarap testisinde asılı kalır düşlerim...!
haydi hayat ben tüm benliğimi düşüncelerimle uykuya yatırıyorum sende başka yerlerde başka hayatların içene etmeye devam et...




Bazılarını trafikte,bazıları kör kurşunla,bazıları faili meçhulle, bazıları alevler içerisinde hayata göz yumar bu ülkede..sivas unutulmadı!


gül savruldu, sözlerin,gülüşün kaldı, büyüdü dahada çok sevgin...unutulmayacaksın deli hatunum eskişehir sokakları sensiz hüzün kokuyor...!!(goncaya)


önce çocukluğum,derken gençliğim,dostum ve sonra hayata dair tüm düşlerim öldüler bazen apansızca bazen yavaş yavaş ben kendimden yittikçe


Artık ne bir plan program nede bir amaç.sevdiğim şeyleri yaşamaya çalışacağm ölüm her an kapıyı çaldığında yapmadıklarıma üzülmemek adına..!


Ölümler Ayrılık Getirir Beraberinde Oysa Sen Bİzden Hiç Ayrılmadın cankız Gogo...!!!


ölüme sevdalanılırmı hiç? bilmem.. neden o zaman tüm düşlerim ölüme mahkum oluyor.. peki neden tüm düşüncelerim ölümü anıyor..


sevdiklerimizi kazılan mezara yatırıp üsütüne yorgan diye kara toprağı örtüp ardından hoşçakal dostum demek mi yani HAYAT...!

21 Haziran 2011 Salı

içsel dırdırr



kendi dünyamda avazım çıktığınca bağırsamda dışarıdan kimse duyamıyacak çünkü dudaklarım küstü dilime...


kendi yarattığım uçurumlardan defalarca atlayıp ölmekteyim aslında yaşadığımı sandıkça 


en iyisi tüm düşüncelerimi içime gömüp kahreden gecenin karanlığında gözlerimi kapayarak uykuyu beklemek sanırım...


düşüncelerimde,duygularımda,düşlerimde kan ağlıyor ıssız gecelerde


sanırım kaybetmekle kutsanmış hayatım ..çünkü her defasında kaybetmekteyim....


düşüncelerimde,duygularımda,düşlerimde kan ağlıyor ıssız gecelerde :(


bir kalbe girememiş dilencidir yüreğim...


yine isyanlara gebe saniyelerim....


arayışlarla yiten yıllarımın tutsağı olmuş  kalbim :(:(:(


tuttmaya çalıştığım lakin yinede akan göz yaşlarımın ısllattığı kirpiklerimin uzunluğu kadar işte hayat...!


hayat hep keşkelerle dolu.... ve bizler her zaman keşkelerin kurduğu pusulardayız...!


her defasında kırılıyor düşlerim avuçlarımın içinde...!


sustum karanlığın içine gömülürken....


BEŞİKTAŞa tutulmanın yanında ayın tutulması hikaye arkadaş:)))


vazgeçemeyişimin sebebidir gönül gözümün kirpiklerinde asılı kalması







20 Haziran 2011 Pazartesi

içsel dırdır


hücrelerim ölüm kuşanırken acı çekiyorum ben, her zaman gereklimi illa birilerine güzel görünmek. her zaman gereklimidir onların istediği gibi biri olmak.. peki ya benim istediklerim,düşündüklerim,tutkularım,arzularım... bunlar çok mu gereksiz hep onların benlikleri tatmin olsun diye onların tatminliği içinmidir benim varlığım...yine akşam ve yine ansızın hücrelerim ölümün pençesindeymişçesine acı çekmekteyim.. acı çekiyorum yoksul bir bedenin içindeki benliğimle  uzak düştüğüm düşlerimle.. acı çekiyorum çirkinliğime olan nefretimle..ve en çokta ben acıyı sevdiklerimin yanımdayken aslında hiç yanımda olmadıklarını hissettiğimde çekmekteyim... bazen bir şarkıda,bazen bir sinema filminin en umursanmaz sahnesinde,bazen bir sokak hayvanının o aç,kırgın,kızgın,direngen hallerini gördüğümde çektiğim derin acılarda ölüm kuşanmakta hücrelerim...acı çekiyorum çok sevdiğim hatta bazen çok sevdiklerimden bile çok sevdiğim BEŞİKTAŞın yok olacağını bilerek yaşamak ise ölümdende beter acı çektirmekte hücrelerime.. hatta kahretmekte sanki çaresi hala bulunamamış bir hastalığın tek taşıyıcısıymışım gibi çekmekteyim acıyı ölüm kuşanırken düşüncelerim.... zaten hep dile getirdiğim şey değilmi,ben bazen apansızca,bazende saniye saniye ölmekteyim... ama en niyahetinde ben hep ölümler kuşanıyorum sözcüklerimde,gülüşlerimde,ağlayışlarımda bu aralarsa fazlası ile ulan yaşarken ölüyorya beni yaşatacak tüm benliğim...yokmudur bilemedim çözümü.. kurtuluşmudur yiten herşeyin ardından hala anmak... kurtuluşmudur inadına inadına yok olmaya yüz tutan herşeyin ardından direnmeye... ben bulamadım.. bulamıyacağımda...bilmedim bilemiyeceğimde...

hücrelerim ölüm kuşanırken acı çekiyorum ben


her zaman gereklimi illa birilerine güzel görünmek. her zaman gereklimidir onların istediği gibi biri olmak.. peki ya benim istediklerim,düşündüklerim,tutkularım,arzularım... bunlar çok mu gereksiz hep onların benlikleri tatmin olsun diye onların tatminliği içinmidir benim varlığım...yine akşam ve yine ansızın hücrelerim ölümün pençesindeymişçesine acı çekmekteyim.. acı çekiyorum yoksul bir bedenin içindeki benliğimle  uzak düştüğüm düşlerimle.. acı çekiyorum çirkinliğime olan nefretimle..ve en çokta ben acıyı sevdiklerimin yanımdayken aslında hiç yanımda olmadıklarını hissettiğimde çekmekteyim... bazen bir şarkıda,bazen bir sinema filminin en umursanmaz sahnesinde,bazen bir sokak hayvanının o aç,kırgın,kızgın,direngen hallerini gördüğümde çektiğim derin acılarda ölüm kuşanmakta hücrelerim...acı çekiyorum çok sevdiğim hatta bazen çok sevdiklerimden bile çok sevdiğim BEŞİKTAŞın yok olacağını bilerek yaşamak ise ölümdende beter acı çektirmekte hücrelerime.. hatta kahretmekte sanki çaresi hala bulunamamış bir hastalığın tek taşıyıcısıymışım gibi çekmekteyim acıyı ölüm kuşanırken düşüncelerim.... zaten hep dile getirdiğim şey değilmi,ben bazen apansızca,bazende saniye saniye ölmekteyim... ama en niyahetinde ben hep ölümler kuşanıyorum sözcüklerimde,gülüşlerimde,ağlayışlarımda bu aralarsa fazlası ile ulan yaşarken ölüyorya beni yaşatacak tüm benliğim...yokmudur bilemedim çözümü.. kurtuluşmudur yiten herşeyin ardından hala anmak... kurtuluşmudur inadına inadına yok olmaya yüz tutan herşeyin ardından direnmeye... ben bulamadım.. bulamıyacağımda...bilmedim bilemiyeceğimde...

25 Mayıs 2011 Çarşamba

içsel bir dır dırrr...

belki gözle görülür şekilde gitmiyor görünüyorum sizlere ve sizlere...oysaki hep gidiyorum ama kırılarak ama kederli ama hüzünlü sonuçta gidiyorum...!!!

25 Nisan 2011 Pazartesi

içsel bir dırdır




bir bilinmezlikte ilerliyorum.. düşlerim karanlık, düşlerim asi ama karanlığa direnmekte.. .hep dipisiz uçurumlar yaratıyorum, dibinde karanlıklara bürünmüş sular, bedenimi korktuğum derin sulara bırakmak istiyorum batarken son düşlerimle sevişmek dipsizlikte... boğulmaktayım sanırım boğuluyorum. yoksa yine kabusummu buda o yarattığım dipsiz uçurum gibi bana beynimin oynadığı bir oyunmu? ezgilerde ruhumu arındırmak bile yetmiyor artık... yorgun benliğim eksik kadınlığım tükenen sabrım...yanlış insanlar ve onları unutmak isterken yittiğim tanımadık tenler...sokak ortasında düşlerim düştü önce, sonra benliğim... sanırım ölüyorum çığlık atsam nafile bir ben birde sol yanımdaki meleğim... günahlarımı toplamışım bohçama ölüyorum kaldırımın birinde....birileri geliyor sanki o karanlık sokağı aydınlatan cılız sokak lambasının ardından... bir fahişe ve tanımadığı bir tenle ölümüme aldırış etmeden uzaklaşıp gittiler,sanki zaman yitirmeden bir birlerinin teninde saniyelerde yitmek için... oysa ben tüm benliğimle haykırıyorum ölmeyi arzuladığım ölümün içinde yaşamak adına...nafile ölüyorum bazen yavaş yavaş bazen apansızca var ettiğim karanlık düşlerin karanlık sokak başlarında....!

7 Nisan 2011 Perşembe

İçsel bir dırdırım



Her canlı abazalğı tatdıkça "düzenli ilişkiye" hasret kalacaktır


açık denizlerde özgürlüğü tadan aşk rıhtıma yaklaştıkça ölümü tadar


göz yaşında yıkıyorum seni her gördüğümde yüreğimi... her defasında olmaza tutulan kalbimi yerden yere vuruyorum da bir yere varamıyorum..


sende herkes gibi birgün eski bir yaranın bıraktığı iz olacaksın bu benlik için ama şimdi kabuk tutmayan sürekli kanayan yaramsın


hep sorguladılar, değişmemi beklerken onlara sahte olmamı umdular... hep gittiler bazn geri döndüler bazen hep orda kaldılar.. hep benden çaldılar benliğimi,umutlarımı düşlerimi.. geriye hayatın SİYAHI kaldı yanı başımda sırdaşım olldu bir yare sevdalanır gibi beyaz düşlere sevdalandı.. ama hep siyahlarda kaldı gülüşlerim...!!!


Bize vatan haini diyenler sizler vatan severlik oyunları oynarken can verdik büyüğümüzden küçüğümüze..!!! sizler devletin maşası olduğunuzda bizler halk için daha güzel bir gelecek adına ölürken..! sizler 3 kuruşa köpek olurken hakkınız olanı aramazken peşkeş çekilirken kamu kuruluşları o vatan severliğiniz nerde kalıyor.....eğer bu şekilde ise vatan severliğiniz varsın biz olalım VATAN HAİNİ...!!!




yüreğimi koydum bir kaba kanlar içinde... gidenler oldu bu dünyada bazıları isteyerek bazıları direnerek bazıları çabaladı bazıları hiç umursamadı... bir bilinmezken ölüm bazıları hayatlarını ölümle kutsadı hemde en güzel yaşlarında...


can dediğin nedir bre insan bir saniyede varsın bir saniyede alırsın.... senki devletsin ama acizsin... içerde tutsak ettiğin insanları fikirleri uğruna katledersin çünkü tüm imkanların onların fikirlerinin yanında koca bir hiç...

5 Nisan 2011 Salı

İçsel bir dırdırım

ağlamak acizlikse evet ben acizim... yüreğim salkım saçak yağmurların pişkinliklerine gebeyken ağlamamın acizliğinin hesabınımı soruyorsunuz bana...! bak ağlıyorum feryat figan hem yüreğim hem gözlerim... dünyanın tüm pisliği sanki bedenimde toplanmış, sanki her günahın baş meleği ben olmuşum... kırık düşlerle yaşama tutunmak hata hangi hayat,pardon ama bana neyi soruyorsunuz? kanbağımın olduğu insanların zerre alakası yokken şu ölümlü bedenle kimin ne sormaya hakkı var bende... bende herkes gibi acıları mutsuzlukları en uç noktasına kadar yaşadım yaşıyorum.. yaşadıklarıma nokta değil sadece virgül koymaktayım... şuan klawyeden dökülen her harf kafamın taşşak gibi oluşundan olmalı... belkide içtiğim alkolün etkisi.... belkide çevremdekilerin beni yaralamasından.. bilmemki neden niçin ne sebeple varım boktan dünyanın boktan yaşantısında... hangi amaç var olmamı isterki... bir mum kadar bile geceyi aydınlatamıyorsa gözlerim ne için var benliğim... tanrıya isyan etmelimiyim yoksa yarattığı insancıklaramı? ama kader denileni insan var etmediğine göre... ooooff kafam taşşak gibi gözlerim ise taşmış bir dere yatağı gibi... susuyorum... ufak çığlıklarım duyulurken çevremde enn büyük isyan çığlığım gömülüyor kalp kapakçıklarımda... herkes kendi yaşadıklarının içinde bencilleşirken ben onlara derman olmak için çırpınmaktayım ama kendi kederlerimde kendi başıma kendi uçurumlarımdan düşmekteyim... eller görsemde seraptan öteye geçmez olmuş.. yürekli bir delikanlının pamuk prenses hikayesi gibi benide uyandırmasını istesemde öperek yok nafile. BEN BU ARALAR HER SANİYE ÖLÜYORUM YAŞADIĞIMI SANDIKÇA...OYSA HEP KENDİ YARATTIĞIM UÇURUMLARDAN ATLIYORUM KENDİMCE...!!!! işte böyle boktan birşey...hayata dair herşeylerden birazcık yaşanmışlıkların vede yaşanacakların içinde debelenip ardından yorgun düşen bedenimizle toprak ananın rahmine yol alacağız.. anadan doğma ..üryan..

14 Mart 2011 Pazartesi

İNÖNÜ BİZİM DİREKLERİ PEŞKEŞÇİ RANTÇI akepenin...!


BAŞKA BEŞİKTAŞ YOK ARKADAŞ...!!!YA SAHİP ÇIKARSIN YADA GEÇMİŞİNİ YİTİRMEYİ  SİNDİRECEKSİN..!!!
her hafta cebindeki son parayla koşanların, tüm acısını kederini orda hiç yaşamamışçasına unutanların herşeyden önce gelen sevdası BEŞİKTAŞ'ın evi ŞEREF BEY stadına göz dikenler peydahlanmış... bu oyunu biliyoruz,gs sunulan imkan vede eski yerinin kendi fiyatından daha ucuza peşkeş çekilmesi...! biz bu oyunu biliyoruz kamu kurumlarının özelleştirilmesinden, ülkenin karış karış satılmasından biliyoruz..! herkes her alanda bu gidişata üç maymunu oynaya bilir ama bu sefer sağlam taşa tekme attılar..!!! biz bu oyunu bozarız...biz bu oyuna gelmeyiz...gelmemeliyiz...BİZ BEŞİKTAŞ'lıyız...sevdamız adımlarımızla yıllardır dolmabahçede tarih yazdı.. dolmabahçe bizim tarih bizim döneklik akepenin...dikilen bilmem kaç katlı ucube oteller dolmabahçeye zarar vermedi ama yıllardır orda olan o stad dolmabahçeye zarar veriyor...tabi artık bir çok teoriler üretilir, bir sürü senaryolar yazılır çizilir ve sağlam bir duruş sergilenmez ise işte o zaman o senaryolar filme dönüşür... internet sayfalarındaki bu stad haberlerine bakınız birde altında yazılan yorumlara okuduğumda tüylerim diken diken oluyor... nasıl denir evet bakan haklı, bu şansı merter de bilmem nerde yer verilsin 60-80 bin kişilik modern stad yapılsın biz gsden fbden geri kaldık... evet bunları okuduğumda yüreğim sızladı... hırslandım sinirlendim kızdım küfrettim...klavyeden modern stad isteyenlerin acaba kaçı ŞEREFBEY stadında  aşkı ne kadar tattılar? yok arkadaş dostluğun, kardeşliğin aşkın renklerin tek yumruk tek yürek olduğu mabedimin yerini kimseye peşkeş çektirtmem... gerekirse tek başıma kapısında yatar kalkmam.. kalkmamalıyızda... bizler BEŞİKTAŞ ailesinin bir birinden uzak ama bir okadar bir birine bağlı aile fertleri olarak evimize sahip çıkmalıyız.. 4 yıldızın ismini bile BEŞİKTAŞ'tan önce zikreden modern stad isteyen ama stadın kapısının önünden geçmeyeceklere inat direnmeliyiz...! fenerleşmemek galatasarylaşmamak için mabedin tüm taşlarına sahip çıkmak yakışır bize... çünkü başka bir BEŞİKTAŞ yok...! gerektiğinde ŞEREFli 2. likleri omuzlayan BEŞİKTAŞın her türlü aşkına ev sahipliği yapmış evimize sahip çıkmalıyız.. bizler diğerlerinden hep fazla yıpratıldık, ligde türk hakemlerin en çok katlattiği takımların başında geliriz, taraftarı  türkiyede en çok sosyal dayanışma içinde olan bizleri hep yerden yere vurdular, her maçta sanki eylem varmışçasına  polis yığması yapılan, her maçta kesin para cezası  kesilen bu klüptür işte bizde bu yüzden bize dayatılan herşeye  karşı bu sefer büyük bir; GEÇMİŞİMİZDEKİ ASİ DİRENGEN AĞIRLIĞINI YÜREĞİNİ ŞEREFBEYDEN ALDIĞI GÜÇLE MİRASLA ONURLA BARİKAT OLUŞTURMAK DÜŞER BİZE... HAYAT DENİLEN KEŞMEKEŞTE BİZLERİ BİZ YAPAN EN KÖTÜ GÜNDE BİLE YÜREĞİMİZE HAYAT VEREN SEVDANIN RENGİ SEVDANIN KALESİ BEŞİKTAŞIN EVİNE GEREKİRSE VÜCUDUMUZU SİPER ETMEK YAKIŞIR BİZE...ÇÜNKÜ DOSTLAR BAŞKA BİR BEŞİKTAŞ YOK... BAŞKA BİR SİYAHIN BEYAZI YOK...!!!BAŞKA BİR SEMT TAKIMI YOK...60-80 BİN KİŞİLİK MODERN STAT İÇİN YER GÖSTECEKLERE İNAT DOLMABAHÇEDE KALMAYA...İNÖNÜ BİZİM DİREKLERİ PEŞKEŞÇİ RANTÇI akepenin...!

12 Mart 2011 Cumartesi

sesler seslerin içinde BEŞİKTAŞ akbabaların pençesinde

herkesin tek hedefi beşiktaş.. peşkeş çekilen öz kaynaklar yetmezmiş gibi şimdide mabedin yeri.... kültürsüz bakanından tutun anıtlar kurulu derken bence en büyük akbaba tokinin şanlı şerefsiz başı vede en büyük destekçileri boşbaş bakanımız... en büyük kapitalist şirketler vede şahıslar... herkeslerin tek gözünü diktikleri yer inönü stadının yeri.. bahane olmuş dolmabahçe... o koca otel tarifi görüntüyü vede tarihi yerin zarar görmesine sebep değilken tepinen taraftar tepinmeleriyle zarar veriyormuşya valla helall...bir sezonun neredeyse sonuna yaklaşmaktayız... kötü bir başlangıç, ardından her alanda koşan bir takım ve sona doğru bir çöküş...! dönüp baktığımızda her alanda bir çöküş... alt branşalardan umutla gözlerimizi yaşartan futbol takımımıza kadar her alanda tükenmiş ve borç batağına saplanmış bir Beşiktaş ...!!!nereye gidiyor... ne oluyor... tribün için ise sanırım en son konuşması gereken biriyim.. zira yazarsam bir çok kişi üstüme gelir...ama değinmek istediğim bir nokta klawyenin başına geçen kendini tek beşiktaşlı sanıyor... hocayı gönderiyor şifoyu getiriyor o yetmiyor yılmaz vuralı getiriyor hatta milli takımda beşiktaşlı oyunculara nerdeyse şans vermemek için yırtınan gs ile özdeşmiş terim gibi bir şahsı bile beşiktaşın hocası olarak layık görebiliyor bu kolpa beşiktaşlılardan resmen tiksindim...!kolpa taraftar kolpa basınla el ele.. 50-60 kişilik stadda onların tek hedefi pardon ama bağırmayan takıma destek olmayan bu kolpaların stad hakkında en son konuşması gerekmiyormu arkadaş? hele birde son zamanların modası tüm viplerde rakip takım izleyici kitleleri... bir deli bir kuyuya bir taş attı herkes o taşın peşinden koştu... mabedin yıkılma tehlikesi raporuna karşın verilen yıkma yeniden yapma iznine kültürden yoksun bakanın bahanelerle karşı çıkması.... marmaray hattı, metro hattı, metrobüs hatlarının güzergahları üzerindeki tarihi yapılara verdiği zararlar göz ardı edilirken,ucube  otellere ses çıkarılmazken mabedin yeniden inşasına karşı çıkılmasının tek bir sebebi var.... toki yada büyük bir şirketin alışveriş merkezine yerinin peşkeş çekilme  durumu söz konusu hatta yüksek ihtimal.. amaç belli stadı gs gibi başka bir yere inşa edilmesini sağlamak...herkesin tek derdi beşiktaş olmuş... kendi içimizdeki düşmanlar bildiğimiz düşmanlarımızdan daha tehlikeli bir hal almakta... şimdi bizler gs izleyicisi gibi büyük modern çok kapasiteli konforlu bir stad için herşeyimizden vaz geçmeye razı olurmuyuz? aslında bu soruyu sorduğumda korkarak cevap veriyorum.. zira 3-4 yıldız için bile beşiktaş ismini cümlenin sonunda telafuz eden çekirdekçi izleyici kitlemizin giderek çoğaldığını düşününce...bilmiyorum çok endişeliyim.. gidişatımız hiçte iyi değil...bizler ne yapacağız? ne yapmalıyız? hayatın adını beşiktaş harfleriyle iç içe yaşarken, tüm özü semtten gelirken herşeyi ile peşkeş çekilen bu klübü dahada yitirtmemek adına ne yapacağız? bilmiyorum her yerde bir ses.. hocanın gidişatı, futbolcuların disiplinsiz sorumsuzluğu, alt branşların içler acısı halleri, tek umut alt yapımızdaki gençlerimiz peki onlar için yapılan yatırım yeterlimi? offff offff sesler içindeki sesler.. herkes beşiktaşı başka başka severken.. kimi arması,renkleri için severken kimileri yıldız futbolcuları kimileri sadece skoru severken  bu büyük semt takımının gidişatına nasıl dur diye biliriz? tribün özünü yitirmişken, eski o muhalefet duruşu gidişata ağırlığını koyan tribünün yokluğu...! offf delirtecek bu sesler içindeki sesler... ne fark eder bir avuç yürekte olsa direnen bir mum tüm geceyi tek başına aydınlatırken bizlerde bu klübün tüm değerlerinin peşkeş çekilmesine gücümüz yettikçe dur diyeceğiz... başarısızlıkların vede akbabaların boktan planlarına karşı tek barikat olsakta bir avuç taraftar inadına direneceğiz...

7 Mart 2011 Pazartesi



Kadın,kırgın,asi,hırçın,anne,yar,sevgili,sevdalı,gerilla,direnişçi mapushanede tutsak,iranda kırbaçlanan,afganistanda taşlanan,türkiyamda joplanan,namus davasına katledilen... kadın okumuşu okumamışı, genci yaşlısı alayı her alanda liğme liğme bedenen,fikren,zikren sömürülen ve ezilendir....!!!!


Kadın Maraşta çocuğu ile birlikte hunharca katledilmek....!

Kadın sevdiği takımın deplasmanına götürülmemektir...!!!!!!!
Kandın kuzeni,amcası,dayısı,abisi,babası veya bilmediği mahluklar tarafından tecavüze uğrayıp üstüne suçlu moduna düşmek ve namus abidesi erkekler tarafından katledilmektir....

Kadın sokakta,okulda,evde,işte emek verip karşılığını en az alamaktır...!

Kadın umarsızca sualsiz sorgusuz daha 18 doldurmadan para karşılığı satılıp çocuk yaşta anne olmaktır...!

Kadın patronundan çaycısına, otobüsteki yolcusuna kadar erkeklerin sözlü vede fiziksel tacize uğramaktır...!

Kadın evde babasının, okulda hocasının,yatakta kocasının cinsel anlamda sömürülmesidir...!!!

Kadın işçi,işsiz,dişçi,öğretmen,doktor, ev kadını,fahişe hayatın devam edilebilmesi adına her alanda tek taraflı sömürülmektir...!

Kadın tek bir günde dertleriyle anılıp unutulmaktır....!

Kadın herşeye inat sevda,umut, direnmenin adıdır.. vefanın, inancın adıdır..özgrülüğün,barışın timsalidir...!

Kadın sorgulamak,tartışmak,üretmek demektir...! en zor anlarda bile direnmek demektir...!

Hapisanede düşünce suçundan yıllarca yatmak yetmediğinde katledilmektir...!

Dağlarda özgürlük gerillası, kentlerde devrimci proleterdir...

25 Şubat 2011 Cuma

BEN SANA NASIL SEVDALIYIM BİLİYORMUSUN BEŞİKTAŞIM


HANİ BİRİNİN GÖZLERİNE VURULURSUN AMA ASLA ONDAN GÜZEL ŞEYLER GÖRMEZSİN.. GÖZLERİNDE HEP YİTİP GİDERSİN SEVDİKÇE ÖMRÜNDEN ÖMÜR GİDER İŞTE BEN SANA ÖĞLE SEVDALIYIM.. SEVDİĞİMİN GÖZLERİNDE SENİ ARAYIP BULACAK KADAR SEVDALIYIM.. HAYATIMA ANLAM KATAN EN ONURLU YANIMLA SEVDALIYIM.. BENKİ... GENÇLİĞİMİ SENDE YAŞARKEN BULDUM İŞTE BEN SANA SEVDA DERYASINDAN VURULDUM... İÇİM KAN AĞLASADA MAĞLUBİYETİNDE DAHA BİR SEVDAM BİLENİR OLDU YÜREĞİMİN EN DİP KÖŞELERİNDEN... ANLAMAZKİ AHMET MEHMET ANLAMAZKİ HAYATA RENGARENK BAKAN KÖR GÖZLER ANLAMAZLAR KARTALIM BIRAK ANLAMASINLAR BEN SANA DELİ GİBİ SEVDALIYIM... ONLAR ŞİMDİ EĞLENCENİN DORUĞUNDALAR OH YENİLDİLER DİYE.. ONLAR ŞİMDİ TAŞŞAHIN EN ALASINI YAPIYORLAR YAPSINLAR ÇOKTA TIN.. BENDE ONLAR YENİLDİĞİNDE YAPIYORUM İŞTE BU YÜZDEN HİÇ UMURSAMIYORUM.. ÇÜNKÜ SEVDALANDIĞIM YARİN EN KÖTÜ YANLARINA TÜM KUSURLARINA RAĞMEN SEVMEYİ GÖZE ALMIŞSAM ONUN KİPRİKLERİNDE GÖNÜL GÖZÜM ASILI KALMIŞSA SENİN ARMAN UĞRUNA TÜM CANIM ESİR DÜŞMÜŞ BEŞİKTAŞIM...!!! YARINDA ÖBÜRGÜNDE DAHA SONRAKİ GÜNDE TOPRAK ANANIN RAHMİNE GİRENE KADAR HER BAKTIĞIM YERDE SENİ GÖRECEĞİM.. GEÇMİŞİMİ BİLİYOR ONUN ONURUYLA YAŞIYORUM ŞANLI BEŞİKTAŞIM....!!!!

24 Şubat 2011 Perşembe

Beşiktaş'ımmmm

Beşiktaş Duvar Kağıtları
Kahır zindanlarında çürüsede düşlerimiz, galibiyetlerle gülmesde göz bebeklerimiz, hep kahrolsada yüreklerimiz, tassah geçtiklerini sansada renkli fahişeler ALAYINA İNAT DAHADA BİLEYLENİYOR SANA OLAN SEVDAMIZ BEŞİKTAŞım...!!!


umutlarımı darağacında sallandıran hayat biz hayata bembeyaz başlamadık belki ama simsiyahda direnmeyi öğrendik... sallansakta o darağaçlarında düşlerimiz kartalın kanadında her daim özgürce uçacaktır. bugün destan yazmadık  fark etmez yeterki o forma terleriyle kirlensin onurluca sonsuza kadar...!!!

kahrolsada yüreğim kahrından ,kurusada çukurlarım deplasman yolunda uykusuzluktan, donsada bedenim deplasmanlarda, tükensede ömrüm sevdandan yine SENİ SEVECEĞİM KARA KARTALIM...!

23 Şubat 2011 Çarşamba

..........

karanlık sokaklarda gezer şimdi ruhum seni arar her köşe başında.... tüm kaldırım taşlarını param parça etmek istesede yüreğim peşin sıra dolaşmaktayım... sen adamım sen hani farklı bedenlerde karşıma çıkan sen.. özlemini duyduğum her şeyi farklı bedenlerde farklı kişiliklerde barındıran sen sevdalandığım adam... yüreğimi sorgusuz sualsiz avuçlarına bırakmaya hazır olduğum sen adamım.. korkak cesaretsiz yılgın tükenmiş farklı sevdalarda yitmiş sen adam... tüm hıncını benden çıkaran sen adamım... hiç bir zaman gerçekliğinle karşımda bulamayacağım sen... neden olamazmıydın tek bir bedende..sana ulaşmak için param parça olmak zorundamı bu yürek... hep göz çukurlarım dolmalımı sevdan uğruna yaşlarla... sen adamım sen bencil egoist kendini beğenmiş ama beş para etmez yürekli sen... yüreğimdeki sevdayı zerre hak etmeyen sen
eller ve adam

21 Şubat 2011 Pazartesi

vurgun yesede sol kanadım, son nefese kadar BEŞİKTAŞ ULAN...!!!

bir zamanlar bambaşkaymış herşey... tutku sevda aşk herşeyin en ucu yaşanırmış, ne hayatlar heba edilmiş bu karşılıksız sevda uğruna... hayatın tek umudu olmuş SİYAH & BEYAZ  sevda... hiç bir alanda bir birine sıkı sıkı kenetlenme yaşanmamış burda yaşandığı kadar... heleki sevdasına kavuşulan günler o günler semt düğün alayına dönermiş büyükler küçükler semtti siyah beyaz kuşatırmış...ırklar, dinler,diller, fikirler yani hayatın  yada sistemlerin dayattığı hiç bir kimlik SİYAH & BEYAZ aşkta barınamazmış... hayatın en boktan gidişine hep bir yürekle haykırılırmış mabedde.. sosyal sorumluluk çok ağır basarmış bir zamanlar ... yani kısacası herşey bir zamanlar daha daha güzelmiş herşey daha daha kutsalmış anne sütü kadar değerliymiş ve kimse o dostluğun kimyasını çözemezmiş... tüm renklileri kıskandıran yönüymüş bu büyük ailenin kucaklaşması... o günlerle bu günlerin arasında fark ne peki? ne oldu da artık her malubiyette sadece hoca gitsin onun anasını bilmem ne yapim bunun bacısını şunun kızını diye haykırılıyor? pardon ama bu klübü herşeyi ile peşkeş çeken adama 2-3 yıldız getirirken yetmez y.d diyenler şimdi ne hakla shustere siktirsin gitsin der arkadaş...!!!! klübü bu hale getiren yönetim aksüt aq bir hocamı suçlu?
evet arkadaş benim sol yanım sancılar içinde vurgun yedi ama malubiyetlerden çok yiten giden asi kartal ruhundan...! evet sol yanım vurgun yedi sancılar içinde kıvranıyor kartalım çünkü İZLEYİCİ kitlesi içimizde çığ gibi büyüyor...! pardon ama ben bugün çok yaralıyım tüm ihale neredeyse kolpa basınla bir olmuş shustere kesiliyor..kusura bakmayın kardeşler arkadaşlar abiler bacılar liğme liğme edilirken BEŞİKTAŞlılığımız sesimizi çıkarmamakla çıkaranın sesini kıstıranlardan yemedikmi en büyük vurgunu...!
Beşiktaşın kolpa basındaki kalemleri nasılda iştahlı iştahlı yazıyorlar hocayı bi sikmedikleri kaldı... ulan avrupa avrupa takımları diye kıçını yırtan satılık kalemler pardon ama o klüpler her yıl her zaman kupalar mı alıyor? yıllarca başında aynı hocayı tutan klüpler pardon ama onlar çokmu geri zekalı? yani bir sizmi akıllısınız.. Delbosque yi göndermek için elinizden geleni yaptınız gönderttiniz izleyici kitlesini gaza getirerek ne oldu peki adam gitti dünya kupasını kaldırdı... onu geçtim aq ülkesinde öğle yada böğle 2 kupa alan denizlinin bile nerdeyse ipini çektiniz... hatta ve hatta başarısız olduğu ilk maçlardan itibaren izleyici kitleside gaza gelip küfür etti.. eder arkadaş TARAF olmanın bilincinde olmayanlar sadece tabela  skoruna taparlar... o skor tabelacılar  bugün sanal denilen bu illette en büyük taraftar kesilirler ama semtte çıkıp gelmezler  hayatlarında beşiktaş adına zerre bir şey yapmazlar tv de izlerler sanalda atıp keserler.... o skor tabelacıları derbilerde kapalının kombinelerini satın alırlar mağlubiyette kapalı birbirine girer tüm stadda ibne fenevlerin taşşak tezahuratlarını dinlemek zorunda kalır...şuanda hala kızgınım hala sinirliyim bir gün ölürsem beşiktaşa atılan kazıklardan ölürüm.. evet en büyük kazıkları  sadece fenerasyon atmıyor bu aralar hatta son 3 yıldır BEŞİKTAŞın içindekiler atıyor... başkanından kolpa basındaki kalemlerine kadar hatta ve hatta sırf kombinesinin parasını çıkarmak için kombinesini derbilerde satanlar, karaborsacısından takımda asi ruhu taşımayan futbolcusuna kadar alayı kazık atıyor....
çok zoruma gidiyor endüstriyel futbol denilen şey TARAFTAR kimliğini ortadan kaldırıp futbolun sadece sessiz sedasız kalacak tabelada yazan sayıya tapacak bir kitle yaratmaya ortak oluyoruz... pardon ama kusura bakmayın hocasınada futbolcusunada sövsemde normal bir kafayla olaya baktığımda bir kez daha diyorum ki kendi kendime sol yanım vurgunlar yesede direnmekte dibi görmeyen tekrar düzlüğe çıkamaz derler işte bizde dibin dibini görmekteyiz ve ben 15 yıl şampiyon olmadan bekleyen gerçek taraftarın 1 yıl daha bekleye bileceğini düşünmekteyim....beklemeliyiz...
ben bekliyeceğim shuster değilmi asi olan, biz onu öğle sevmedikmi bize benziyor bizim gibi herkese herşeye gideri var..! bugüne kadar kaç hoca kolpa basına karşı şakşakçılık yerine gider yaptı? herşeye inat seviyorum hocam sendeki asiliği...! inanıyorum hocam sen bu takımı adam edersin... hatta inanmak zorundayım sol yanım sancılar içinde kıvrandırsada beni....bu klübe senden daha çok zarar veren seni transfer edenlerdir... borç batağına sürükleyen boşbaşkandır, ona şakşakçılık eden , futbolun bir ekip işi olduğunu anlamayıp 3-4 yıldızla tüm kupaları alacağını sanıp gözleri körleşen izleyicilerindir.. yanlış kadro seçimlerin yada yanlış oyuncuları koyup çıkarmandaki hatalarınla birlikte o sahada ruhun ne olduğunu bilmeyen formasını terle ıslatmayanlarındır suç.... suç her başarısız yılın sonuna doğru hocaları klüplerin başından göndermeye çalışanlarındır...
AMA BU ÜLKEDE BEŞİKTAŞIN HER YIL EN DÖNÜM MAÇLARDA MAĞLUBİYET ALMAYA SEBEP OLAN O.ÇOCUĞU HAKEMLİKTEN ZERRE ALAKASI OLMAYANLARINDIR...! YETER ARTIK SOL YANIMIZ VURGUN YEMESİN SİLKİNMENİN  KENDİNE GELMENİN ZAMANI GELDİDE GEÇİYOR..!!! YÖNETİMDEN-HOCASINA-FUTBOLCUSUNDAN -TARAFTARINA KADAR GÜN SİLKİNİP KENETLENME GÜNÜDÜR...! GÜN BEŞİKTAŞTAN EKMEK YİYİP YEDİĞİ KABA SIÇAN ŞEREFSİZLERE KARŞI BARİKAT OLMA GÜNÜDÜR... GÜN KARANLIKLARA İNAT KÜÇÜCÜK UMUT KIRINTILARIYLA GELECEĞE YENİ UMUTLAR EKME GÜNÜDÜR... GÜN GEÇMİŞİMİZDEKİ O ŞEREFLİ ONURLU ASİ RUHU OMUZLAMA GÜNÜDÜR... BEŞİKTAŞ AİLESİ GÜN BİRBİRİMİZİ KENDİ İÇİMİZDE YİTİRME DEĞİL YENİDEN YENİDEN DİRİLTME GÜNÜDÜR... HAYDİ KALK AYAĞA YÜRÜ GÜNEŞE DOSTUNLA,KARDEŞİNLE SEMTTEN DOLMABAHÇEYE OMUZ OMUZA YÜRÜME GÜNÜDÜR...!
EY ŞANLI KARTALIM SOL YANIM VURGUN YESEDE YIKILMAYACAĞIZ... BİZ NE BORANLAR GÖRDÜK YIKILMADIK SADECE SARSILDIK.. BİZ Kİİ SPORDA SONBARİKATIZ ... BİR TEK MUM GECEYİ AYDINLATABİLİYORSA ZİFİRİ KARANLIĞA İNAT BİZLERDE BİR AVUÇ KALSAKTA TRİBÜNLERDE SON NEFESE KADAR DİRENECEĞİZ SOL ASİ YANIMIZLA..! BEŞİKTAŞ KİMSENİN TEKELİNDE DEĞİL BEŞİKTAŞ TARAFTARIN TARAFTARDA BEŞİKTAŞINDIR...!!! DİRENECEĞİZ TÜM YAVŞAKLIKLARA, PEŞKEŞLİKLERE, ŞAKŞAKÇILARA İNAT BAĞIR SON NEFESE KADAR BEŞİKTAŞ ULAN BEŞİKTAŞ ULAN ALAYINIZ GELSE YIKAMAZ BEŞİKTAŞI ULAN...!!!!!!!!

7 Şubat 2011 Pazartesi

içsel dırdırlarrrr




gecenin yanlızk kuşandığı saatlerde tüm düşüncelerim intihar kuşanıyor... tüm düşlerim ölürken kanrevan içinde dört elle sarıldığım umutlarım... cehennemde kaybolmakta tüm cümlelerim



yaşarken ölen ruhuma biçtiğim kefenin rengi simsiyah....!


    en büyük aptallığım aşkı renklerde aramak olmuş, zira yanı başımdaki siyahın beyaza sevdalanmasını unutarak...


    kelimeler tesbihe dizilmiş boncuk misali düğümlendi boğazıma oysa bir zamanlar ne kadar sevdiğimi haykırabilirken bu suskunluk çok acı...!

    hayat mı bir saniye öncesine kadar var olup 1 saniye sonra yok olmaktır.. yani bir varmışız bir yokmuşuz...! tek gerçek toprak ananın rahmi..! gerisi bir halisilasyondan ibaret...

    erkek dediğin amed surlarına benzemeli; savaşlara inat dimdik durabilmeli...! ya adam gibi sevmeli yada haddini bilmeli ... baş eğmemeli ama hükmetmemelide... yürekli olmalı bir yola girdiyse ölümüne gitmeli .... mert olmalı olmayacaksa yol almalı .. .!

    Hayat;param parça etsede yüreğimi,yıksada tüm umut kalelerimi herşeye inat izbe saatlerde düş kurmaya devam eder ASİ Benliğim...!!!

    çirkefte olsa hayat beyaz şarap tadında yudmlamak gerek...!!!


    unuttum sanma seni sevdiğim ama usandım tek taraflı mücadele etmeyi... ben yüreğimi serdim yoluna sen takmadın bir saniye bile şimdi yol verdim, bu kalbe karşılıksız yer eden BEŞİKTAŞ SEVDAM yeter....!!!!


    yüreğin varsa dokun yüzüme, yüreğin varsa dokun sözlerime düşüncelerime en önemlisi yüreğime yoksa dokunma beni bende yakarsın...!!!

    aramıza koyduğun o koca mesafeye rağmen taht kurmuş bir kez yüreğin yüreğimede vazgeçemek zor senden...

    bak delikanlı ben anlamam öle kaçayım, gizemli olayım, biraz cilveymiş biraz bilmem neymiş... ben sana delikanlıca dedim yürek gözüm senle kör oldu.. asılı kaldı kirpiklerinde duygularım... senden hiç bir karşılığı olmadığını bile bile... peki ben neylerim şimdi bu hallerde :(:(:(

    kapitalizme göre aşkın rengi kırmızı ama bana göre aşkın rengi SİYAHTIR..!

    Kendime söylemekten bıkıpta uygulamaktan uzak ben ne zaman hayatımın merkezine kendımi koyarsam o zaman herşey daha farklı olack
    Topladım senli tüm saniyelerimi gömüyorum kalbimin en ücra köşesine,vazgeçiyorum senden ama sadece senden sana olan SEVDAM bakidir. . .

    Bir zamanlar düşlerim ve onları güçlü kılan bir ben vardım benı ve dùşlerimi çaldılar şimdi sıfatsız bir ben kaldım virgüllerden sonra

    beni bulma anne beni arayıp bulma,tüm insanlar gibi bende yittim... herşey kirlendi ve bende kirlendim tüm düşlerimle umutlarımla birlikte.. beni bulma anne yittim cümlerlerimle.. tükendik anne seninsiz günlerde senle birlikte...
    ben bir insanım etten kemikten, ben bir kadınım belki tam bir dişi olamadım ama ben çok fena sevdim seni boncuk gözlüm...kanasada,yaralansada,param parça olsada bu yüreğim büyük bir kara sevdayla tutuldum sana

    31 Ocak 2011 Pazartesi

    içsel dırdırlarrrım

    Oysa değil bir sisteme, insana.ota,boka, böceğe kendi benliğındeki cümlelere dahi tutsak düşmemeli insan...!

    Her hangi birine aşık olabilirsin ama her hangi birini tüm benliğinle sarıp sarmalayıp yüreğine basamazsın.

    Susuz kalan toprağın çatlaması gibi şuan yüreğim. Seni gerçekleşmesi imkansız bir düşte sevdiğim için. . .

    senin sevdana gündüzlerimi yaktım gecelerde, şimdi ise sensizliğe yakıyorum senli olan tüm gecelerimi...

    Ey kadın yüreğini donkişot misali sevda denilen mayın tarlasına sürersinki; milyonlarca parçalara bölüneceğini bile bile. Neden? Neden

    30 Ocak 2011 Pazar

    İçsel dırdırlarım...!

    Ayaz gecenin düşünde özlemine sığınıp ısınıyorum. . .


    ben seni tüm imkansızlığa inat ümit ederk sevdim beeeee


    liman olmak uçsuz bucaksız deniz olmaktan zordur.. zira denizin dalgalarıyla kıyıya yanaşan tüm pisliklere başını eğmeden direnende limandır kıçı kırık tekne gibi g*tü başı oynamııyor.


    Bir kussam yüreğimdeki,bedenimdeki, ruhumdaki beni tüketen zehri, bir kusa bilsem . . . !


    ağla sevgili yurdum ağla.. üstünde kirli çıkarlara kurban edilen tüm bedenler için ağla


    çocukluğumu çaldılar gençliğimi yitirdiler söyle anneee söyle neden yittik habersizce


    Kirpiklerinde tutsak kaldı gônül gôzüm. . . !


    Anlamsız bir hayatı imkansız düşlerle taclandırdığımız içindir acılarımız




    ey sen sevdalı yüreğim topla bohçanı izbe yanlızlığa sürgündür cezan...!!!


     her ezginin derinliğinde sarıp sarmaladım bir çocuğun masumiyetiyle sevdiğim seni




    gecem soğuk, gecem öksüz gecem sensiz


    senin sevdana gündüzlerimi yaktım gecelerde, şimdi ise sensizliğe yakıyorum senli olan tüm gecelerimi...

    23 Ocak 2011 Pazar

    içsel dırdırlarım...



    ne acı değilmi kalbime basa basa çekip gideceğini bile bile seni sevmek..!

    Giden gittiğiyle,kalanda çektiği ile kalıyorkahkahalarıma kahkaha,göz yaşlarıma göz yaşı katamayanlar hayatıma bir hiç kataanlardır.!!!!
    İçiyorum kötü giden herşeye.. bu sefer küfretmiyorum hayat bölede ölede akıp gidiyor koyverdim gitti.. ne ekside nede artıda öle arada bir yerde çığlıklarıma sarılıp yaşmayı başarabilliyoran umya bundan iyisi şamda çam hoşafı

    aşk denilen denizde liman olmaktansa kıçı kırık bir tekne olup özgürce yol almak isterdim...lakin hep liman kaldım :( :(

    10 Ocak 2011 Pazartesi

    İçsel Dırdırlarım....

    Sen... kadın... harab etmektensin benliğini kendin olmayan yaşamlarda... Sarıp sarmalamak isterdim yüreğini... Sorgulamadan, yargılamadan dinlemeni... Şunu bil ki bedeni,ruhu boktan hayatta yıten tek kadın sen değilsın(soneme)


    nokta koymadım hayata hala her yaşanana virgül koymaktayım...!!!


    kurşun yemiş bir gerillanın son nefesine kadar direnmesi gibi sevdam... sonunda kan revan koksada hava ben yine o doruktaki sana sevdalıyım,sen gözünü bir çırpıda kapatıp kaçabilirsin belki ama ben seninle bu uğurda çatışmaya hazırım son kurşunu yüreğimin ucuna vermişim sonunda ölüm olduğunu bile bile


    göz yaşlarımla boğuyorum gecelerimi ve akibetinde kendimi ....!!! kelimelerim içselliğimde sadece ölümü haykırıyor, ben bazen her gün ölüyorum içten içe usulca bazende göğüs kafesmi parçalarcasına neticede ölüyorum işte...!!!


    yazmaya kalkıyorum tüm cümlelerim boğuluyor klawyenin tuşlarında ve ben sana olan sevdamı yazamadım adamca :(:(
    Yüreğimi dağlan Seni, Dersimin Onurlu direnişi,Amed Surlarının isyankar duruşu ,Sürmene kilisesinin dağlara meydan okurcasına dimdik duruşu gibi asice, Kız kulesinin masmavi denize olan sevdası gibi umutsuzca sevdalıyım


    Kör bir kurşun gibi dağladı yüreğin yüreğimi izbe karanlık bir sokakta, param parça olan bedenim pislik içindeki kaldırıma dağıldi gecenın sessizlini yırtarcasınada bir allahın kulu duymaz çığlımı,ùzerine umursamadan basıp geçtiler hayatinda ilk vede son kez göreceği erkekle birlikte bir fahişe


    Sınırları mayınla döşenmiş bir ülkeydi bedenin ve ben gözlerimi kapatıp tüm geçmişimi ve geleceğimi heybeme doldurup mayınlarında ölüme kahkaha atarak koşuyorum sana


    göz yaşı deryasında boğulmak üzereyim, gömmeyin bedenimi o kara toprağa yakın beni savurun küllerimi toprağa...!!!!


    Bekareti devranı aşmıs ülkeme zorla zar dikmeye çalışan akepe tüm EFES şişeleri bi yerinize girsin emi..


    Bahardan kalma bir gün, güneş işlesede insanın yüreğine, ben üşüyorum ayazda kalmişçasına sensiz geçen saniyelerimde. . . !


    Hoşgelmişsen Ey AŞK Yüreğime,Günüme,Umuduma,Hayatıma...Dilerim Yaralamaya Değil Yaralarımı Sarmaya Geldin...!!!! Nerden bile bilirdim Kara bir Sevda olabileceğini :(:(

    7 Ocak 2011 Cuma

    içsel dırdırrrlardan esintiler...!

    Ey Hayat Yamalı Bir Elbisem Gibisin Bir Yanının Söküğünü Dikiyorum Diğer Yanın Sökülüyor..!


    Bir gidebilseydim nelerden vazgeçecektim lakin hiç gitmeleri beceremedim hep gidenleri seyredenlerdenim…!!!


    Yamalı hayatın sevdasıda yamalı olur.. ve benim gibilerinde hep öyle olur..!!!


    Bilinmezliğin karanlığında tükenmekteyim...!!!


    içim kanıyor içsel dırdırlarımdan...! sus artık yüreğim sussssssssssss duymuyor seni...


    HOŞÇAKAL dünüm bugünüm belkide olamayacak yarınım ....!!! HOŞÇAKAL çok sevdiğim DOSTLARIM,UMUTLARIM,BEŞİKTAŞIM, SEVDALANDIĞIM...!!!! yakındır koca bir HOŞÇAKAL DEMEYE...!!!


    AKREP YELKOVANI KOVALARKEN GECENİN BİLMEM KAÇINDA BEN SENİ SABAHA KADAR SEYRE DALMIŞTIM SEN BİLMEDEN...!!!


    ‎''sensiz yaşayamam,gidersen ölürüm'' sözleri sevginin kendini aşmış edebiyat boyutudur..zira daha öncekiler gittiğinde nasıl yaşadıysam sen gidincede yaşarım, biraz eksik çok acılı ve sancılı...!!! acın dinene kadar yaşarken ölü bir halde... ve birgün elbet acın diner senin ardından bıraktığın kasırgadan bana kalan benle yola devam etmek düşer hayat adına...!!!


    papatyayı yolarız seviyormu sevmiyormu diye, hayatta bizleri yolar dayanırmı dayanmazmı diye...!!!


    saat sensizliği hasret kala, hüzün geçiyor....!!! yokluğunun kurşunu yüreğimi delip geçiyor...!!!


    bir dalga öyle vurduki kıyılarıma az önce ne taş kaldı ne kum dedimya darma dumanım gecelerde...!!!